Posted on 12 Temmuz 2011 by Şebnem Akalın
Bir yarışma programı izliyorum, adı “ANLAŞMA”. Yarışma şöyle: Daha önce birbirini tanımayan 3 kişi yarışıyor. Her soruda, cevap için anlaşmak zorundalar. 5 tur ve 15 soru var, eğer 3 yanlış yapılırsa yarışma bitiyor ve tüm kazanılan para kaybediliyor. Sonunda da kazanılan parayı yaklaşık olarak %60, %30 ve %10 oranında paylaşıyorlar. Ancak bu paylaşım için de anlaşmak zorundalar. Bu kısım çok önemli…
İzlediğim bölümde, 3 yarışmacı var 1 tanesi, sadece ilk ve son soruyu bildi, diğeri sadece bir soru cevapladı, sonuncu ise 15 sorunun yaklaşık 6 tanesini hiç tereddütsüz cevapladı. diğer soruları ortaklaşa kararla belirlediler ve 2 tane de hata yaptılar.
Yarışmanın sonunda en yüksek payı hanginiz hakediyorsunuz sorusuna 8 tanesini bilmiş olan yarışmacı, pek de kendine güvenmeyerek “ben” dedi. İlk ve son soruyu bilen yarışmacı ise, son derece kendinden emin bir şekilde “ben son soruyu bilmeseydim kaybedecektik, bu nedenle ben hakediyorum” dedi.
Sonuç; ilk ve son soruyu bilen yarışmacı en yüksek payı aldı, 6 soruyu tereddütsüz bilen (üstelik diğerlerinin o konularda hiç fikirleri yoktu) yarışmacı ise orta payı aldı. “Ben olmasaydım son soruya gelemezdik”diyemedi. Diğer yarışmacı zaten en düşük paya razı olmuştu.
Hayatı ve güzelliklerini hakettiğine inanmak böyle bir şey…
Şebnem Akalın, 12.07.2011