Ayşe, üst düzey yönetici bir kadın. Geçen hafta beni aradı ve acil gelmek istediğini söyledi. Geldiğinde rengi bembeyazdı, gülümseyerek “hoşgeldin” dedim. O ise sadece boş boş baktı.
Ne olduğunu sordum. Uzun zamandır eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini ama emin olamadığını ancak bir gün önce kesin olduğunu anlayacağı bir kanıtla karşılaştığını söyledi ve katılarak ağlamaya başladı.
EFT vuruşu yapacak hali yoktu, dolayısıyla ben yardımcı oldum ve başladık. Hiç bir şey söyleyemiyor sadece ağlıyordu. Arada sırada, ben bittim, ben öldüm, ben naparım gibi cümleler dökülüyordu ağzından, ancak devamını söyleyemiyordu. Ben vuruşları yapıyordum o ise sürekli ağlıyor ve tepiniyordu. Çok şiddetli bir kriz geçiriyordu. Böyle bir durumda hastaneye gitse, hemen sakinleştirici ile uyuturlar ardından antidepresan tedavisi uygularlardı.
Yaklaşık 1 saat, belki daha uzun bir süre, ben ona eft vuruşu uyguladım o ise ağladı, tepindi, kendisini bir o tarafa bir öbür tarafa attı. Zorlu geçen bu süreden sonra sakinleşmeye başladı.
Sakinleştiğinde olayı tekrar sordum. Bu sefer daha düzgün anlatabiliyordu. Kocam beni aldatıyor, bu kesin. Bu durumda boşanmam lazım, ama boşanmak istemiyorum dedi. Tamam dedim hadi sen vur boşanmam lazım diye. 1 tur sonunda asıl sorun geldi. Boşanırsam ben ne yaparım, tek başıma ne yaparım.
Hiç tek başına yaşamamıştı ve ne yapacağını bilemiyordu. Tek başına kalma korkusunu çalıştık, aldatıldığı için kızgınlık, öfke ve kıskançlık duygularını çalıştık. Ama en büyük sorun yalnız kalma korkusuydu. Böyle bir durumda zannedilenin aksine aldatılmasını çok da önemsemiyordu.
Sonra sordum; sen hiç ayrılmayı istemiş miydin? ya da ayrılsam da kurtulsam demiş miydin?
EVET dedi birden hatırladı ve gülümsemeye başladı. Evet ben istedim aslında. Kocasıyla çok anlaşamadığını ve pek de beğenmediğini söyledi. Mağdur olmadığını anlaması onu çok rahatlattı. Karar vermesi için acele etmesine gerek olmadığını anladı.
“Artık iyi ve rahatım, özgürüm, istediğim zaman karar veririm” çalıştık.
Ardından epeyce konuştuk. O kadar rahatlamıştı ki, kendisi inanamıyordu. Kaygıdan ne hale gelmişti ve şimdi ne haldeydi 🙂 Rengi düzeldi, sakinleşti, olayı rahatlıkla yönetebileceğine karar verdi. Espiriler ve gülmelerle seansı bitirdik.
1 Mayıs 2016
Şebnem Akalın | Hatırlatıcı