Bebek Sahibi Olamamak

Sevgili dostlar bu yazımda, stres sebebiyle bebek sahibi olamayan aileler ile yaptığım çalışmalar ile ilgili tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.

Bu aileler doctor kontrollerinde hiç bir fiziksel sorunları olmadığını öğreniyorlar fakat yine de bebek sahibi olamıyorlar. Bu sebeple çok doktor geziyorlar, alternatif çare vs. arıyorlar fakat sonuç alamıyorlar.

Bu süreç o kadar uzuyor ki sonunda aşırı derecede stress yüklenip birbirlerini kırıp dökmeye başlıyorlar. Bakıyorlar bu şekilde olmayacak tüp bebek tedavisi olmaya karar veriyorlar ve böylece başka çok meşakkatli bir sürece giriyorlar. Yıllarca sürebiliyor bu uğraşları.

Genellikle bu şekilde bebek sahibi olanlar sonrasında kendiliğinden ikinci bebeklerine hamile kalıyor. Bunun sebebi çok net bir şekilde stresin ortadan kalkmış olması.

Ancak stres diye bahsettiğimiz konuyu günlük stresler, iş, güç, geçim derdi vs. olarak algılamayın. Çünkü genel yanlış kanı bu yönde. Böyle olduğu için stresten uzak kalmak adına günlük işlerden uzaklaşıp yeni stresler ediniyorlar.

Bu şekilde bana gelen danışanlarım için bilinçaltlarında nelere bakarım size bundan bahsedeyim.

  • Çocukluğu kötü geçmiş kişiler, kendilerinin iyi birer ebeveyn olup olamayacağı konusunda strersli olurlar.
  • Aile içinde şiddete maruz kalan kişiler, dünyanın güvenli bir yer olmadığına inanırlar ve bu dünyaya çocuk getirmenin, o çocuk için kötü bir şey olduğunu düşünürler.
  • Eşiyle tam uyum sağlayamadığını düşünen kişiler, eşinden çocuk sahibi olmak istemezler.
  • Kendisini yetişkin olarak hissetmeyen kişiler çocuk sorumluluğunu çok fazla bulur ve çocuk sahibi olmak istemezler.
  • Dünyayı çok fazla önemseyen ve büyük işlerin gerçekleştirilmesi gerektiğine inanan kişiler aile kurmak ve çocuk sahibi olmanın dünyada yapılacak önemli işler için engelleyici olduğunu düşünürler.
  • Henüz zamanı gelmediğini, çocuk sahibi olmak için maddi imkanların belli bir seviyeye gelmesi gerektiğini düşünenler o zaman gelene kadar beklerler.
  • Erken yaşta anne ya da baba kaybı yaşayanlar o yaşı geçirene kadar bekleyebilir. Yani örneğin anne ya da baba 40 yaşında iken öldülerse, “40 yaşını bir atlalatalım” gibi bir düşünce

Tüm bunlar, kişilerin farkında olmadıkları ve bilinçaltı çalışması yapılmadıkça farkına varamayacakları olumsuz duygu ya da düşüncelerdir. Bu olumsuz duygu ya da düünceler dönüşebilir. Dönüştüğünde de “stress” ortadan kalkar. Kolaylıkla çocuk sahibi olurlar.

Ayrıca tüm bunların yanında ister alın yazısı deyin, ister enkarnasyon tercihi deyin bu hayatta çocuk sahibi olmayacakları ruhsal bir seçim olarak bu hayata gelmiş kişiler olabiliyor. Ancak bu kişiler zaten herhangi bir teşebbüste bulunmuyorlar genellikle. Eşleri bu anlamda uyumlu değilse o zaman eş baskısı nedeniyle bir çaba oluyormuş gibi görünse de biliyorsunuz ki; çocuk sahibi olmak için, iki kişinin de tam olarak hazır olması gerekli.

Şebnem Akalın

13.12.2020

Tüm Sorumluluk Benim Üzerimde-Vaka Öyküsü

Genç bir kadın. Bana gelme sebebi mutsuzluk. Kızımla ilgili canım sıkılıyor dedi. En son ne oldu dedim, kızının uyuşturucu kullandığından şüphe ettiği için kavga etmişler ve kızı evden çıkıp gitmiş. Çok üzülüyorum diyor ve başlıyoruz vuruşlara. Üzülme, kızgınlık, öfke, korku duygularını rahatlattıktan sonra kendine kızgınlığı çıktı ortaya. Kendine kızgınlığını çalışmaya başladık, bir kaç tur sonra sorumluluktan yoruldum artık tüm sorumluluk benim üzerimde dedi.

Burada sorumluluklarını konuştuk, aslında anlatmak istediği ile anlattığının farklı olduğunu hissediyordum.

Konuşurken çok fazla korkuları olduğunu farkettim ve korkuları için çalışmaya başladık. Vuruş yaparken, bir  yer hatırladığını söyledi, 17 yaşlarında oturduğu bir ev. Orada kardeşine yapılan haksızlık, bu duygusu ile çalıştığımızda ve duygu sakinleştiğinde, o haksızlığın hatırlattığı çocukluk anısı…

ve asıl travma hikayesi başladı. babası öldükten sonra köyde annesi ve babanesiyle yaşamaya başlamışlardı fakat anne çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmek yerine kendi hayatını kurtarmaya çalışmıştı. Kardeşi ve babanesinin karnını doyurmak dahil evle ilgili tüm sorumluluk tamamen 9 yaşındaki küçük kıza yani kendisine kalmıştı. Aynı zamanda okula da gidiyor ve okumaya çalışıyordu. Annesinin eve gelen erkek arkadaşlarının kendisine sarkıntılık etmeleri ile başa çıkma çabası da ayrı… (Tüm o sorumluluk ile ilgili baskılar o yaşlarda oluşmuştu)

Sonraki 1 saat ağlayıp, haykırarak, isyan ederek vuruşlarımızı yaptık. Çocukluk travması ile ilgili tüm duygular boşalıp rahatlayana kadar çalıştık. Değersizlik, sevilmemek, utanmak, üzülmek, kızgınlık, öfke, korku, baskı, şaşkınlık, çaresizlik duyguları teker teker sıfırlandı.

Son olarak “ben annem gibi değilim ki ben kızımın herşeyiyle ilgileniyorum o bana neden bunu yapıyor haksızlık bu” duygusunu da temizledik.

Üzerimdeki bütün yük kalkmış gibi hissediyorum dedi. Seansın sonunda rahatlamıştı, en önemlisi asıl sorunun kızı olmadığını anlamıştı. Bambaşka bir ruh hali ve yüz ifadesiyle ayrıldı.

Şebnem Akalın

Mayıs 2017